Sedat Şenermen l "Öteki Mehmet Akif Vaiz" Okunacak Bir Kitap 24 Ocak 2021, 18:12
SİNAN MEYDAN’dan Bir Kitap:
“Öteki Mehmet Âkif VAİZ” [1]
Günümüz gerçek tarihçilerinden “Yaşayan Atatürk’ü” tarihȋ belgeleriyle toplumumuza sayısız eserleriyle anlatan Sinan MEYDAN Bey’in önemli bir araştırması, “Kuvvacı Vaiz Mehmet Âkif” hakkında…
İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif’i tanımayan yok gibidir. Onun hakkında yazılmış pek çok eser de var. Ancak, yıllarca siyasal İslamcıların tekelinde kalıp olabildiğince sömürülmüş olan o bilinen “Milli Şair”e hiç benzemeyen, bugüne kadar hiç anlatılmamış Öteki Mehmet Âkif’i, bu kitabında Sinan Meydan, tarihi belgeleriyle roman tadında anlatıyor. Eserin birinci derecede özelliği, önemi ve farklılığı da budur diyebiliriz.
Atatürk ve Mehmet Âkif’in “Kurtuluş Savaşı Stratejileri”nin bire bir aynı olduğunu öğreniyoruz bu değerli kitaptan. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının en çok sömürdüğü “Özgürlük ve Tam Bağımsızlık” savaşında tarih yazan kişilerden biri de hiç kuşkusuz Mehmet Âkif’tir.
Uğur Mumcu’nun dediği gibi:
“Milli Marşımızın şairi Mehmet Âkif, inançlı ve dürüst bir Müslüman’dı. Bugün siyaset piyasasında at koşturan ’muhafazakâr ve liberal’ siyasetçiler ile herhalde hiçbir benzerliği yoktu. Yoktu ve olamazdı. Ancak, kendilerini ‘milliyetçi’ ve ‘muhafazakâr’ diye tanıtan çevreler Âkif’i alabildiğine sömürdüler.”
Türkiye’de uzun yıllardır sistemli bir biçimde hayali ve ideolojik bir Mehmet Âkif kurgusu üzerinden gizli açık bir şekilde Atatürk’e ve Cumhuriyete saldıran ve bu saldırılarını sürdürenlere karşı Sinan MEYDAN, bu araştırmasında “gerçek” ve “Öteki Mehmet Âkif’i” gözler önüne getirerek en güzel cevabı vermektedir.
Zaten kitabı hazırlamaktaki amacını açıklayan bölümde de yazarımız şöyle demektedir:
“Bu kitabın amacı Mehmet Âkif’i övmek veya yermek değil, öteki, gerçek Mehmet Âkif’i göstermektir. Ayrıca Âkif üzerinden Doğu, Batı, İslâm, Osmanlı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile Atatürk üzerine bir kez daha düşünmeyi sağlamaktır.”
Sinan MEYDAN’ın, “Öteki Mehmet Âkif VAİZ” adlı üzerinde çok düşünülüp çok konuşulacak eseri, şu bölümlerden oluşmaktadır:
* Neden “Öteki Mehmet Âkif ” sorusunu yanıtlayan bir önsöz.
* “Âkif’in Kısa Yaşam Öyküsünü” anlatan bir giriş.
* “Âkif’in Medeniyet Görüşünü” yaşamından ve şiirlerinden örneklerle anlatan birinci bölüm.
* “Âkif’in Dine ve Düne Bakışını” ‘yaşayan Kur’an M. Âkif ’ ekseninde ele alan ikinci bölüm.
* Bir solukta okuyacağınız üçüncü bölüm ise ”Direnişçi Âkif’i ” anlatıyor. Bu bölümde zulme, emperyalizme, zalime, sömürgeci güçlere karşı, zafere olan sarsılmaz imanı, tükenmeyen ümidi ve her türlü yokluğa, zorluğa rağmen var gücüyle birinci dönem TBMM’nin Burdur Milletvekili Kuvvacı Mehmet Âkif’i “Kurtuluş Savaşı’nın manevi önderi” olarak görüyoruz. Bu bölümde, “Kur’an ayetlerinin yayınlanmasını gazetelerde yasaklayan padişah Vahdettin’e” ve işgal kuvvetlerine karşı Âkif ve Kuvvacı din adamlarının, Milli Hareketin RAHMANİ olduğunu Kur’an ayetleriyle halka anlatmaları en canlı örnekleriyle dile getiriliyor.
* “Âkif’i Kullanıp Atatürk’e Saldırmak” başlıklı kısım, eserin dördüncü bölümünü oluşturuyor.
* 1936’da Mısır’dan yurda döndüğünde arkadaşı Mithat Cemal’e yazdığı bir mektupta Atatürk’ten ve Türkiye’den şöyle söz eden Mehmet Âkif ile yapılan “son röportaj” kitabın sonunda ek olarak verilmiş.
“Mısır’da on bir yıl kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane (gerçek) bir fikrimi söyleyeyim mi:
- İnsanlık da Türkiye’de,
- Milliyetçilik de Türkiye’de,
- Müslümanlık da Türkiye’de,
- Hürriyetçilik de Türkiye’de.
ALLAH BENİM ÖMRÜMDEN ALIP O’NA (MUSTAFA KEMAL’E) VERSİN.”
Kurtuluş Savaşı’na, başyazarı olduğu “Sebilü’r-Reşad, Sırat-ı Müstakim” adlı yayın organıyla katılan Mehmet Âkif’in, aslında Atatürk ile ilgili son görüşü budur.
Sinan MEYDAN’ın bu araştırması “Öteki Mehmet Âkif VAİZ” adlı eserinden bazı kısa hatırlatmalar aktarmak istiyorum:
- Âkif’e göre, “Doğu’nun Kurtuluşu” Batı emperyalizmine başkaldırıp, Batı’nın uygarlığını almakla mümkündür (s. 31).
Çünkü M. Âkif, millete şöyle seslenmektedir:
“Ey millet uyan! Cehline kurban gidiyorsun!
Bu cehalet yürümez; Asra bakın: Asr-ı ulûm!”
Âkif’in belirlediği, halkın her yönden “Yokluk”, “Yoksulluk” ve “Borç” içinde bulunmasının üç nedeni, bugün de hâlâ gerçekliğini ve geçerliliğini sürdürmektedir:
(1) Müslüman halkın yeterince çalışmaması,
(2) Müslümanların dinini bilmemesi,
(3) Müslümanların okumaması, iyi eğitim almaması (s. 40).
Müslümanların geri kalmasını “Batı medeniyetinden” ve “gerçek din”den uzak kalmasına bağlayan Âkif, bu konuda;
“Gerçek İslâmiyet’ten uzaklaşanlar kendilerini düşmanlarının ayakları altında bulurlar” diyen Atatürk ile aynı görüştedir (s. 41).
Kur’an şairi Âkif’in dindarlığının üç temel bileşeni vardır:
(1) İslâm’ın temel kaynağı KUR’AN’dır.
(2) Geleneksel Müslümanlığa teslim olmamak.
(3) Çağın gelişmelerine ayak uydurmak (s. 69).
Müslümanların dünden bugüne en büyük eksiklerinden biri özeleştiridir. Müslümanlar öteden beri başlarına gelen tüm felaketlere rağmen kendilerini “üstün” görmeye ve “yüceltmeye” devam etmişlerdir. İşte Âkif’in farkı (hem de yüzyıl önce) Müslümanların sefaletleriyle, esaretleriyle cesurca yüzleşerek “sefil” ve “esir” Müslümanlar yaratan ve Kur’an kaynaklı olmayan geleneksel İslâm anlayışını eleştirebilmiş olmasıdır. Âkif’in:
“Doğrusu bu herifleri dinledikçe, gençlerdeki dinsizlik modasını hemen hemen mazur göreceğim geliyor! Eğer dinin ne olduğunu bunlardan öğrenseydim, mutlaka İslâm’ın en büyük düşmanı olurdum” şeklinde ifadesini bulan sözleri, alışılmış Âkif ezberini bozacak niteliktedir (s. 72).
Bu nedenle Âkif, hem Kur’an’a ve İslam’ın ilk dönemlerine dönmeyi hem Batı’nın medeniyetini almayı şöyle formüle etmiştir:
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı.” (s. 46)
Mehmet Âkif, modernist, hurafelere karşı, Kur’an merkezli bir İslâm anlayışına sahip (s. 181). O, akıl dışı, bilim dışı, hurafe yığını haline getirilen yanlış ve Kur’an dışı dini anlayışa öfkelidir. Çünkü Âkif, İSLÂM adına Allah’la insanları aldatmak için uydurulan dine şiddetle karşıdır (s. 182).
Kurtuluş Savaşı esnasında Anadolu’da iki ayrı İslâm anlayışı vardı. Âkif, bunlardan “uydurulan dine” karşı dikkat çekerken; gerçek İslam’ı Kur’an ayetleriyle ilden ile köyden köye dolaşıp, halka vatan savunmasının farz olduğunu anlatarak, onları “Kuvayı Milliye Hareketine” katılmaya çağırıyordu (s. 184-194). Aslında Gazi Mustafa Kemal Atatürk de iki ayrı İslam anlayışı olduğunu biliyor ve devrimler döneminde, uydurulan dini (kurum ve kuruluşlarıyla) hukuken ortadan kaldırmış; gerçek İslâm’ın aracısız, doğrudan Kur’an’dan öğrenilmesi için bir devlet politikası olarak “Kur’an’ın Türkçeye çevrilmesini” TBMM kararıyla gerçekleştirmiştir (s. 213 ve devamı).
Dünyada anti-emperyalist zaferin BAĞIMSIZLIK MARŞI’nı ilk kez yazan da Âkif’tir (s. 172).
Sizlere de çok ilginç geleceğini umduğum şu satırlara da bir bakalım:
ATATÜRK ve ÂKIF her ikisi de,
- Akla ve bilime vurgu yapmıştır.
- İslâm dinini sarıp sarmalayan hurafelere karşıdırlar.
- Dinin anlaşılmasından yanadırlar.
- Yobazlığa, bağnazlığa karşıdırlar.
- Türk-İslam tarihine eleştirel bakıp, tarihten dersler çıkarmıştır.
- Her ikisi de dilin sadeleşmesinden, anlaşılır olmasından yanadır.
- Müslümanların /Osmanlıların Batı karşısında geri kaldığını düşünmektedirler.
- Her ikisi de Avrupa görmüştür.
- İttihat ve Terakki saflarında sadece bir dönem yer alıp hürriyet mücadelesi vermişlerdir.
- Ama her ikisi de İttihat ve Terakki’den ayrılmıştır.
- Her ikisi de II. Abdülhamid’i eleştirmiştir. Âkif’in eleştirileri çok daha serttir.
- 1908 Meşrutiyeti’ni yeterli görmemişlerdir.
- Osmanlı’nın uzak yakın bölgelerini her ikisi de gezmiş, halkı çok iyi tanımıştır. Halkın yokluk, yoksulluk içinde her yönden perişan olduğu konusunda aynı düşüncededirler.
- Çanakkale Savaşları her ikisinin de tanınmasında etkilidir.
- Her ikisi de emperyalizme karşıdır. İşgal yıllarında manda ve himayeye karşı tam bağımsızlığı savunmuşlardır.
- Her ikisi de Balıkesir Zağnos Paşa Camii’nde konuşmuştur.
- Her ikisi de Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasında çok özel yere sahiptir.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanı, büyük önderi;
Âkif ise Kurtuluş Savaşı’nın direnişçi vaizi, manevi önderidir (s. 263-264).
Sinan MEYDAN’ın büyük bir emek ve göz nuru ürünü olan “Öteki Mehmet Âkif VAİZ” adlı eserini aslında ben sadece ”Direnişçi Âkif’ ” bölümü için alır ve tekrar tekrar okurum.
Değerli ellerine ve yüreğine sağlık Sinan MEYDAN Bey Kardeşim, sizden daha nice gerekli, yararlı, gerçek tarihi tüm gerçeklikleriyle anlatan, ezber bozan güzel eserler bekliyoruz.
Sedat Şenermen
[1] Sinan MEYDAN, Öteki Mehmet ÂKİF VAİZ, İstanbul, 2015, İnkılâp Kitabevi.
Tüm Köşe Yazarları
-
Rifat Serdaroğlu l Türkiye'ye Kadın Eli Değmeli
08 Mart 2021, 10:44 -
Sedat Şenermen l Dünya Kadınlar Günü
08 Mart 2021, 08:32 -
Rifat Serdaroğlu l Vebal Altındasınız!
07 Mart 2021, 11:26 -
Rifat Serdaroğlu l Bana Dostunu Söyle
06 Mart 2021, 11:01 -
Prof. Dr. Haydar Çakmak l Niçin Bu Kadar Parti Kuruldu?
05 Mart 2021, 16:13 -
Rifat Serdaroğlu l Esir Miyiz/Rehin Miyiz?
04 Mart 2021, 19:47 -
Rifat Serdaroğlu l İnsan Haklarını Eyleme Planı
03 Mart 2021, 12:41 -
Rifat Serdaroğlu l Bir Duruşu Olmalı İnsanın!
03 Mart 2021, 10:50 -
Rifat Serdaroğlu l Gerçekler Konuşulsun Artık
27 Şubat 2021, 18:07 -
Sedat Şenermen l Gıda Emperyalizmi
27 Şubat 2021, 14:04