Sedat Şenermen l Ana Dilde Dini/İslam'ı Kur'an'dan Öğrenmek 28 Aralık 2020, 16:11
ANA DİLDE DİNİ /İSLAM’I KUR’AN’DAN ÖĞRENMEK
KADIN-ERKEK HERKESE İMANIN ŞARTI OLARAK FARZDIR
“Ant olsun Biz, Kur’an’ı düşünme /öğüt için kolaylaştırdık /hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen?” (Kamer 54/17)
İnsanlık tarihinde görülen Allah Elçileri içinde Hz. Muhammed’in farklı bir yönü ve sorumluluğu vardır. O, yaşadığı çağdan kıyamete kadar tüm zaman ve mekânlardaki tüm insanlığın peygamberidir. Ona Yüce Allah tarafından gönderilen vahiylerin tamamından oluşan Kur’an da hem evrenseldir hem zamanda, mekânda, hitapta kıyamete kadar Allah’ın dini olan İslam’ın temel kaynağıdır. İşte evrensel olan Kur’an’ı tüm zaman ve mekânlardaki her millet kendi anadilinde onu öğrenmek, anlamakla sorumludur. Bu dünya yaşamını Kur’an’a göre yaşayıp yaşamadığından mahşer günü Allah tarafından sorumlu tutulacaktır. Bu durumda milletimiz, İslam dinini Kur’an’dan Kur’anca anlamak ve öğrenmek durumunda olduğundan, Mustafa Kemal Atatürk, bu konuyu devlet politikası haline getirip 1925 yılında çözümlemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine ek ödenek konularak Kur’an’ın Türkçeye çevirisi yapılmıştır. İşte bu çalışmanın ürünü olarak “Hak Dini Kur’an Dili” adlı 9 ciltlik çalışma ortaya çıkmıştır. Türk milleti Atatürk’ün bu konuda yaptırdığı Kur’an’ın Türkçeye çevirisinden dinini asli kaynağından aracısız bizzat kendisinin öğrenmesi çığırını o kadar beğenmiş ve takdiretmiştir ki, 1938 yılından günümüze 300’den’fazla Kur’an çevirisi hazırlanmış ve yayımlanmıştır. Bu çerçeveden bakarak Yüce Allah’ın ana dilde Kur’an’ı öğrenmek buyruğunu şu maddeler halinde gözden geçirebiliriz:
1-) İmanın şartlarından biri, Kur’an’ı Kur’an’dan ana dilde anlayarak okumakla /öğrenmekle gerçekleşecek olan “Kitaplara İman” olarak dinin temel ilkesidir.[1]
2-) Kasas 28/85’de yer alan “(Ey Resulüm) Kur’an’ı (anlayarak okumayı, ona uymayı ve tebliğ etmeyi) sana farz kılan Allah” ifadesine, peygamber kadar kadın-erkek herkes muhataptır. Aksi takdirde Kur’an’ı anlayarak okuyup öğrenmeyen kişi nasıl iman edecek, dini yaşam biçimi edinerek nasıl uygulayacak?
3-) Zuhruf 43/44’te Yüce Allah, “Doğrusu Kur’an sana ve kavmine /insanlığa bir şereftir. İleride kadın-erkek herkes Kur’an’dan SORUMLU TUTULAYACAKSINIZ” buyuruyor.
Sorumlu tutulup hesap vereceği kitabın içindekilerden haberi olmayan kişi bu sınavı nasıl başarabilir?
4-) Allah; her topluma Elçi gönderdiğini ve her peygambere vahiylerini o toplumun Ana Dilinde gönderdiğini İbrahim 14/4’te şöyle beyan ediyor: “Biz, her peygamberi yalnızca kendi milletinin diliyle gönderdik ki, mesajı onlara açık ve net olarak iletsin. Bundan sonradır ki Allah isteyenin sapmasını dileyecek, isteyeni ise doğru yola yöneltecektir. Zira her işinde mükemmel olan, hükmünde tam isabet kaydeden O’dur.”
Allah Elçileri ile gönderilen mesajın /Kur’an’ın gönderildikleri toplumların ana diliyle olmasının gerekçesi çok dikkat çekicidir:
“...mesajı onlara açık ve net olarak iletsin”. Burada vahyin, beşerin ana diliyle indirilmesinin amacı verilmektedir. Çünkü vahyin/Kur’an’ın indiriliş amacı, onun ancak anlaşılmasıyla gerçekleşir.
5-) “llah’a ve Ahrete iman” olmadan kişi nasıl mümin olacak? Bunlar soyut varlık ve kavramlar. KUR’AN’DA, ALLAH, KENDİSİNİ YÜZLERCE AYETLE TANITIYOR, AHRET HAKKINDA DOĞRU VE GERÇEK BİLGİLERİ KUR’AN’DA AÇIKLIYOR.
Bu ayetleri kişi, ana dilinde okuyup anlamadan neye, nasıl doğru iman etmeyi gerçekleştirecek? Dinin ana kaynağı olan Kur’an’ı Kur’an’dan Kur’anca anlayarak öğrenmeden nasıl Müslüman ve gerçek dindar olacak?..
6-) Yüce Allah, Kur’an’da kişinin BİLGİN,[2] TOPLUMUN ‘BİLGE TOPLUM’ OLMASINI EMREDİYOR.[3]
“Ve içinizden hayra çağıran, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü-çirkinliği kabul edilen şeyleri engelleyen bir önderli toplum bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Âl-i İmran 3/104)
Kur’an, hem bireyin aklıselimi, hem toplumsal ortak aklıselim ile Kur’an’dan Kur’anca ana dilde anlayarak okunmaz /öğrenilmez, üzerinde düşünülmezse, selimleşmeyen aklın cehaletiyle iman gerçekleşebilir mi?
7-) Yüce Allah, Kur’an’ı “oyun-eğlence olsun diye mi” gönderdi? Yoksa üzerinde doktora tezi yapar gibi anlaşılıp öğrenilsin ve üzerinde derin derin mantıklı düşünülsün diye mi gönderdi? Bakın dört ayet bunu nasıl cevaplandırıyor?
“Ant olsun Biz, Kur’an’ı düşünme /öğüt için kolaylaştırdık /hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen?” (Kamer 54/17- 22, 32, 40)
Esasen Hz. Nuh’un tufanında gemi ne idiyse, günümüzde de Kur’an odur.[4} Kur’an kurtuluşun, rahmaniliğin, insanlaşmanın ve uygarlaşmanın kılavuzudur. Dolayısıyla Kur’an, bizi uygarlığın ufuklarına, yüceliklerine taşıyacaktır. Ama nasıl? Aklımızı işleterek ve onu kendi bütünlüğü ve ilahi mantığı çerçevesinde anadilimizde anlayarak okumak öğrenmekle tabii... Başka şekilde mümkün olabilir mi?
8-) Altı bin küsur ayetten oluşan Kur’an’ın dörtte biri sayısınca ayette BİREY VE TOPLUM OLARAK AKLI İŞLETMEK, MANTIKLI SİSTEMATİK DÜŞÜNMEK, AKIL YÜRÜTMEK, AKLISELİMLE SEBEP-SONUÇ İLİŞKİLERİ ÜZERİNDEN DÜŞÜNEREK SONUÇLAR ÇIKARMAK, DOĞANIN YASALARINI KEŞFETMEK ÜZERE AKILLA DENEY-GÖZLEM YAPMAK FARZ olarak buyrulmaktadır.
9-) Kur'an, ana dilde kendini anlayarak okumanın selim aklı işleten ve aklıselim sahibi olanlarca mümkün olduğunu beyan ediyor. Buna göre kişi takvaya olan yeteneğini[5] aklını işleterek TAKVA SAHİBİ OLABİLİYOR. KUR’AN’IN İNDİRİLİŞ AMACI, KADIN ERKEK HER KİŞİYİ TAKVA SAHİBİ OLMASINI SAĞLAMAK. Ancak bu durumda biyolojik konumdaki varlık İNSANLAŞABİLİR, UYGARLAŞABİLİR.
10-) KUR’AN AKLINI İŞLETMEYEN, ANA DİLDE KUR’AN’I KUR’AN’DAN ANLAYARAK OKUMAYAN ÜZERİNE RİCS/HER TÜR ZULÜM, PİSLİK YAĞACAĞINI şöyle açıklıyor:
“Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan iman imana eremezdi. Ve O (Allah), aklını kullanmayanları (lâ ya’kılûn) pisliğe (er-ricse)[6] mahkûm eder.” (Yunus 10/100)
Tüm bunlardan sonra şunları da söyleyebilirim:
Yüce Allah ARI’yı ve SİVRİSİNEĞİ bir amaç için var etmiştir.
ARI OLMAZSA DÜNYADA YAŞAM BİTER diyor, bilim insanları. Ben de diyorum ki;
* BAL ARISI KAN EMMEZ;
* SİVRİSİNEK BAL YAPMAZ.
Çünkü doğalarına ve genetik yapılarına aykırıdır.
Kişi, TAKVA’ya ve FÜCUR’a yetenekli yaratılmıştır (Şems 91/8).
Kim, hangi yeteneğini geliştirirse onun ürünlerini verir.
- TAKVA’ya olan yeteneğini geliştiren BAL ARISI;
- FÜCUR’a olan yeteneğini geliştiren SİVRİSİNEK gibi olur.
Yüce Allah, kadın-erkek her insanı;
* Bal arısı gibi olacak, yani insanlaşacak, uygarlaşacak, bilge kişi ve bilge toplum kişi /kişiler olması;
* Sadece Allah’a kul, yeryüzüne egemen olması için Kur’an’ı bir kılavuz olarak göndermiştir.
Bu ilahi kılavuzdan yararlanmanın şartı ise, onu anadilde ilahi mantığı ve kendi bütünlüğü içinde Kur’anca anlamak ve öğrenmekten geçiyor.
Kur’an’ı anlamak ve öğrenmenin önüne engeller çıkarmak en azından Allah’a, Elçisi Saygıdeğer Muhammed’e ve Kur’an’a ihanettir. Böyle bir ihaneti Sevgili Peygamberimiz mahşerdeki tanıklığı sırasında Allah’a şikâyet edecektir (Furkan 25/30).
Sedat Şenermen
Kaynakça
[1] İmanı şartlarının tamamı için bkz. YÜCE KUR’AN BAKARA 2/177 ve 285.
[2] Bu konuda Kur’an’da yüzlerce ayet var. Bkz. Sedat ŞENERMEN,
- Bilim ve Kur’an Dilinde KALP /AKIL, İstanbul, 2014, Togan Yayınları;
- Aklın Kaynağı İslam’da BEYİN, İstanbul, 2014, Nergiz Yayınları.
Bu konuda ayrıca baskıya hazır olarak “Rahmani Bireysel AKIL/Aklıselim” ile “Rahmani TOPLUMSAL ORTAK AKIL” adlı çalışmalarım var.
[3] “İşte sizden önceki devirlerden “bakıyye” (söz, eser, erdem) sahipleri; akıllı insanlar, Kitap Ehli, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı! Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. Allah’ın ortağı olduğunu kabullenerek, Allah’ın ilahlığını ve rabliğini bilerek reddederek yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kişiler ise, şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve suçlular oldular.” (Hud 11/116)
[4] Prof.Dr. Bayraktar BAYRAKLI, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, İstanbul, 2007, 2.Basım, c.18, s.424.
[5] “İnsan benliğine iyiyi (takvâ) ve kötüyü (fücûr) tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini yerleştirene yemin olsun.” ŞEMS 91/8.
[6] Rics: Kokuşmuş ve çürümüş bir hayatı yaşamak; veya onur kırıcı, iğrenç musibetleri yaşamak. Bu ayette aklı kullanmamak tüm sapmaların çıkış noktası olarak gösteriliyor. Vahyin /Kur’an’ın amacı, insana aklını doğru kullanmayı öğretmektir. Yani, insanın kendini ricse, şirke, zulme, dalâlete, adaletsizliğe, şerre, şeytanlığa, fitne/fesada ve benzeri pisliklere mahkûm etmesine engel olmaktır. (Bkz. Mustafa İSLAMOĞLU, Hayat Kitabı KUR’AN, Gerekçeli Meal-Tefsir, İstanbul, 2013, Düşün Yayıncılık, s. 346)
Tüm Köşe Yazarları
-
Rifat Serdaroğlu l Bana Dostunu Söyle
06 Mart 2021, 11:01 -
Prof. Dr. Haydar Çakmak l Niçin Bu Kadar Parti Kuruldu?
05 Mart 2021, 16:13 -
Rifat Serdaroğlu l Esir Miyiz/Rehin Miyiz?
04 Mart 2021, 19:47 -
Rifat Serdaroğlu l İnsan Haklarını Eyleme Planı
03 Mart 2021, 12:41 -
Rifat Serdaroğlu l Bir Duruşu Olmalı İnsanın!
03 Mart 2021, 10:50 -
Rifat Serdaroğlu l Gerçekler Konuşulsun Artık
27 Şubat 2021, 18:07 -
Sedat Şenermen l Gıda Emperyalizmi
27 Şubat 2021, 14:04 -
Rifat Serdaroğlu l Yerli ve Milli Cumhur İttifakı
28 Şubat 2021, 00:26 -
Prof. Dr. Haydar Çakmak l İktidarları Ölçme Kriterleri
26 Şubat 2021, 12:09 -
Rifat Serdaroğlu l Bilim İnsanı ve Yalancı Bakan
25 Şubat 2021, 17:22