İKTİDARLARI ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ

İnsanlar yaradılışları gereği merak ettikleri olayları ve olguları ölçmek ve değerlendirmek isterler. Bilim de insanların bu ihtiyacına ilgisiz kalmamıştır. Bilim, madden ve manen ölçüm yapacak kurallar getirmiştir. Bu önemli ölçme alanlarından birisi de siyaset, siyasetçiler ve özellikle de iktidarlardır. Bir siyasetçi seçiliyor ise başarılı demektir, ama bu ülke ve yurttaşlar için doğru bir seçim mi tartışılır. İktidar olan bir parti ve yöneticileri, başarılı demektir, zira kuruluş amaçlarına ulaşmışlardır, ama hakketmiş veya halk ve ülke için doğru bir karar mıdır, bu tartışılır. Bilimsel olarak, bir iktidarın başarılı olup olmadığını ölçen kriterler vardır. Bunlar kısaca şöyledir:

• Halkın ve ülkenin ekonomik durumu iyi midir?
• Halkın ve ülkenin güvenliği sağlanmış mıdır?
• Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve özgürlükler var mıdır? 

 Politikacılar ve iktidarlar kutsal değildir ve ilahi bir görevleri yoktur. Dolaysıyla yöneticiler, yurttaşların öbür dünyalarını değil bu dünyalarını tanzim etmekle yükümlüler. Dünya da gelmiş geçmiş bütün zamanların en iyi rejimi ve insan onuruna en çok yakışan yönetim şekli demokrasidir. Uluslararası İlişkiler Teorisi, ülkeleri, başarılı devletler ve başarısız devletler diye iki temel sınıfa ayırır. Oysaki önceden demokratik ülkeler, monarşi ülkeleri ve diktatör ülkeler gibi sınıflara ayırırdı. Bugün itibariyle başarılı ülkenin tarifi, hukukun üstünlüğünün olduğu, tam bir demokrasinin uygulandığı, gelir düzeyinin yeterli ve adil olduğu ülkelere başarılı ülkeler deniyor. 1990 öncesi, ülkeleri bir başka sınıflandırma şekli ise kalkınmış ülkeler ve geri kalmış ülkeler şeklindeydi. Bugün ise geri kalmış ülke demek saygısızlık olur diye “Gelişmekte olan Ülkeler” tabiri kullanılmaktadır. Türkiye maalesef başarısız ve geri kalmış ülkeler sınıfına girmektedir. Bu durum ülkemiz ve halkımız için bir utanç kaynağıdır. Hukukun üstünlüğü yok, Basın ve fikir özgürlüğü kalmadı, halk mahkemelere güvenmiyor, aydınlar, bir gün, polisler tarafından sabahın köründe evinden alınacağı korkusu yaşıyor, ülke kaynakların da eşit paylaşım yok, halkın %86’ı açlık ve yoksulluk sınırında, her üç gençten birisi işsiz. Dünyanın hiçbir medeni, akıllı ve demokrat ülkesinde bu tabloyla iktidarda kalmak mümkün değildir. Ama AKP yirmi yıldır iktidarda ve halkın yaklaşık %40’ı hala başarılı buluyor. Bilim, AKP iktidarını ölçüp değerlendirdiğinde başarısız buluyor ama halk tersini düşünüyor. Bu çelişkiyi ölçüp değerlendirirsek AKP ülke yönetiminde başarısız ama HALKIN YÖNETİMİNDE başarılıdır diye biliriz.

 Prof. Dr. Haydar Çakmak