KENDİNİ SAĞCI SANAN BİR SOLCU! 07 Eylül 2020, 22:05

Toplum Gazetesi/ALMANYA (YazıYorum: 7 Eylül 2020)
Mehmet CANBOLAT Yorumluyor:
„..KENDİNİ SAĞCI SANAN BİR SOLCU!…“
Yıllar öncesiydi. Yani 90’lı yılların sonu.
Merhum Bülent Ecevit’in daveti üzerine, Almanya’da yaşıyor olmama rağmen, DSP-Demokratik Sol Parti saflarında Türkiye’de aktif siyaset yaptığım genç yıllar.
Yani ikameti yurtdışında olmasına rağmen, Türkiye’de siyasi bir partinin en üst karar organında, yönetiminde görev alan ve belki ileride Türk siyaset tarihinde, ilk olması bağlamında yazılabilecek, yer alabilecek çok küçük bir satır arası düzeyinde, naçizane isim olduğum yıllar.
Bu şahsi sıfatın da, saygımın asla tükenmeyeceği merhum Bülent Ecevit’in bir kararı olduğunu ve O’nun sunduğu bu onuru da yaşadığım sürece hep taşıyacağımı belirtmek isterim.
17 yıl aralıksız Parti Meclisi üyeliğim döneminde, Türkiye için Batı’da gazeteciliğimden ötürü de kazandığım demokrasi ve hukuk devleti deneyim ve toplumsal, sosyal boyutlu gözlemlerimle, DSP’nin o yıllarda oluşturulan güncel program ve stratejilerine, belki çok bir küçük katkım olabilmişse, bu mutluluk verir bana.
Ama bundan da çok daha önemlisi, çok güzel dostları, devlet adamlarını, bir dizi yurtsever insanı, Sayın Ecevit sayesinde yakından tanımış, dostluğunu kazanmış olmamdır. Bunlardan birçoğu ile, siyaset dışında iki eski dost olarak ilişkilerimiz bugün de insan insana sürüyor.
İşte bunlardan birisi de Sayın Rifat Serdaroğlu.
Kendisini DSP-ANAP-MHP koalisyon döneminde Sayın Ecevit sayesinde tanımıştım. Politik kültürü yoğun köklü bir ailenin çocuğu ve yanılmıyorsam, bir dönem de Bergama Belediye Başkanlığı yapmış ve oradan da Ankara’ya TBMM kulislerine geçmişti.
İyi de yapmış. Çünkü, Sayın Serdaroğlu, tanıdığım ilk günden bu yana, konuşulabilen, güven veren, dinleyen, empati kuran ve konuştukça inanılmaz fikir üretebilen bir şahsiyet.
Ve aynı zamanda inandığı ne doğru varsa, onu söylemekten çekinmeyen, yanlışlara parmak basıp, onlara işaret etmekten asla geri durmayan bir cesur yürek.
Merhum Ecevit başkanlığındaki 57. Hükümet döneminde, yani iktidarın AKP’ye devrine kadar Devlet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı gibi görevleri de başarıyla yerine getiren, Türkiyeci bir düzgün siyaset insanı olarak tanıdım kendisini.
Saygı duyulası ilkeleri ve doğruları var. Ve bu doğrularından asla sapmayan ve haksızlığa karşı durmasını da bilen bir Ege efesi ve aynı zamanda sohbeti, sözü, dili ve muhabbeti güzel dersem, abartı olmaz.
Bakanlık görevinden ve Ankara’dan ayrıldıktan sonra, İzmir bölgesine döndü.
Çoğuna göre, unutuldu gitti.
Ama öyle mi? Bence değil.
Aktif parlamenter siyasetin içinde, yani Meclis’te değil ama, 2002’den bu yana, bir diğer deyişle tam 18 yıldır, parlamento dışı muhalefetini en keskin biçimde sürdürüyor.
Hem de nasıl bir muhalefet! Siyasi partilerin alayına taş çıkartarak…
Sıfırdan başlayarak… Sessiz sedasız… Tırnaklarıyla değil ama kalemiyle, düşüncesiyle ve yılmayan mücadele azmiyle…
O günden beri, zaman zaman şahsen görüştüğümüz, zaman zaman takip ettiğim yazılarıyla, hergün yeniden biraz daha iyi tanıdığım bir siyasi şovalyedir Rifat Serdaroğlu.
Köken olarak hep sağ kuşak partilerde yer almıştır. Babası, tartışmalı Demokrat Parti’nin önde gelen bir şahsiyetidir ama, Rifat Serdaroğlu, babasını eleştirecek kadar da, Demokrat Parti’nin Türkiye’yi gölgeleyen kimi politika ve uygulamalarına en ağır ve en açık biçimde karşı çıkmasını bilen, babasını bile aşan bir siyaset kültürüdür.
„Demirelci“dir, ama, O’nun da yanlışlarını, tatlı diliyle bizzat yüzüne söyleyebilen ve doğrusunu da anlatan, siyasi kariyer uğruna susan pusan değil, bizzat inandığı düzgün yoldan asla şaşmayan bir karakterdir.
Siyaset, malum, bazen bedel ödettirir insana. Hapis bile yatırtır.
Rifat Serdaroğlu, bunun da bedelini ödeyen ama asla yılmayan bir siyasi önderdir.
Bu bedeli 18 yıldır hergün ödüyor ve AKP ve onun herşeyi olan Recep Tayyip Erdoğan hakkında kaleme aldığı eleştirel yazılar yüzünden bu bedel, bugün bile bir dizi mahkeme ile süregidiyor.
Rifat Serdaroğlu, gözünü budaktan sakınmayan bir isim ve Türkiye genelinde, belki çoğumuz farkında değiliz ama, başlattığı „Çoban Ateşi Hareketi“ adlı siyasi bir oluşumla, 18 yılda inanılmaz bir potansiyel oluşturmayı başarmış da, üretken bir siyasi kahraman.
Evet, bunu inanarak söylüyorum. O veya bu partiye kapılanmak yerine, inandığı doğrultuda, tırnaklarıyla adeta kaza kaza toplumsal umudu sıcak tutmayı başaran Rifat Serdaroğlu, ülkenin dört bir köşesinden gelen yoğun talep karşısında, Çoban Ateşi’ni sonunda Ankara’ya taşıdı ve „Doğru Parti“ adlı yeni bir partiyi resmen kurdu.
Siyasette, doğruluk için, haksızlığa sessiz kalmamak uğruna kolları 18 yıl önceden sıvazlayan Rifat Serdaroğlu, bunun bedelini, dediğim gibi oldukça ağır ödeyen bir isim ve Erdoğan’ın açtırdığı davalar yüzünden zaman zaman servet boyutlu tazminat ile ödemek zorunda kaldı.
Belki bunu yazmamdan kendisi rahatsız olacak ama, siyasetin, çıkar uğruna boyun eğmeden, kimsenin elini eteğini öpmeden yapılması gereken kutsal bir iş olduğuna inanmış biri olarak, Sayın Serdaroğlu’nun Türk siyasetinde çok müstesna bir kimlik olduğunu hatırlatmak için bunu söylemek zorundayım.
Bugün bile süren ve belki de eleştirileri yüzünden yeni artı maddi bedeller ödemek zorunda kalacağı mahkemeleri de yakından biliyorum.
Rifat Serdaroğlu, toplumcu ve sosyal düşünen bir siyasi kültür abidesi bence.
Öncülük ettiği „Doğru Parti“, Türk siyasetinde, bu saatten sonra ne yapabilir?
Buna kesin bir yanıt vermek bugün için zor ama, 20 yılı aşkın süredir tanıdığım ve „kendini sağcı sanan“ Sayın Serdaroğlu, birşeyleri değiştireceğine yürekten inanıyor. İlerleyen yaşına rağmen, enerjisi inanılmaz, temiz bir yürek O.
İyi tanıdığım için bunu özellikle vurguluyor ve çevresine farklı toplumsal katmanlardan aldığı ve herbirinin işinin uzmanı olduğuna inandığı partilileri ile: „…Göreceksiniz. Doğru Parti bu ülkede taşları yerinden oynatacak. AKP, bizim düşüncemizde olabilecek yüzde 25’lik seçmen sayesinde bugün ayaktadır. Onları AKP’nin baskısından, korkusundan kurtaracağız ve Türkiye’nin, çağdaş uygarlık yolundaki engellenen, gölgelenen yürüyüşünü, Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılarak, demokrasi, hukuk devleti ve düşünce özgürlüğünü sonuna dek savunup uygulayarak yeniden başlatacağız. AKP’nin sonu gelmiştir. Bunu buradan ilan ediyorum.“ diyebiliyor.
Evet, sistematik biçimde oluşturulan bir umutsuzluk bulutu, Türkiye’nin üzerinde yıllardır dolaşıyor ve hava giderek kararıyor. Nefes almanın zorlaştığını gösteren onca gelişme yaşanıyor.
Toplumun yılgın geniş bir kesimi ise: „Bunlar asla gitmez bir daha!…“ diyor.
Yani kaderci bir yaklaşım ve içine kapanma, olanı kabullenme halleri.
Ama Türk siyasetinde neredeyse 50 yıllık deneyim sahibi ve siyasetin aile beşiğinde büyümüş, yetişmiş ve devlet adamlığı deneyimine sahip Rifat Serdaroğlu aynı görüşte değil. Türk halkına güveniyor. Ve Türk halkını „sessiz ama kararlı akan bir suya“ benzetiyor.
Son yıllarda, bir dönemlerin CHP Genel sekreteri olan efsane politikacı Kasım Gülek gibi, Anadolu’yu karış karış dolaşan, siyasi toplantılarda korkusuzca görüşlerini dillendiren, yapılan siyasi yanlışlıkları, hırsızlık ve soygunları isim isim, adım adım anlatan yazan, tarikatlara karşı mücadele bayrağını yüksek tutan ve bu heyecanlarından ötürü bedel ödeyen Sayın Serdaroğlu, Türkiye’nin önünü açabilecek bir dizi çağdaş projeyle yeniden siyaset sahnesinde.
„Buradayım… Buradayız…“ diyor ve ekliyor:
„…Bugün bu partinin genel başkanıyım. Ama, milletvekilliği gibi bir iddiam yok. Adaylık için genç kuşaklara ve kadınlara öncelik vereceğiz. Benim görevim partide kalmak, mutfakta hizmet üretmek, siyasi birikimlerim ile, gençlere aktif politika yapabilmeleri için kanat olabilmektir. Doğru Parti’nin ana hedeflerinden biri de, kadın hareketi olabilmektir. Yani onların da siyasette öncü olmaları için alan açtık. Çünkü siyasete, mutlaka kadının elinin değmesi gerekir…“
Hem de kimi sol aydınların, siyasi kimliklerin olup bitenler karşısında kemküm ettiği, susmayı yeğlediği, sindiği, pıstığı bir dönemde o susmuyor ve konuşuyor.
„Artık daha fazla konuşacağım“ diyor kurduğu „Doğru Parti“ ile.
Ha sahi; bu yazımın başlığına dikkat ettiniz mi?
„..KENDİNİ SAĞCI SANAN BİR SOLCU!…“
İtiraf etmeliyim, bu söz bana ait değil.
Sayın Serdaroğlu’na siyasette inanılmaz destek veren sevgili eşi Emel Hanım.
İzmir’deki evinde yaptığımız yemekli bir sohbette, bunu aynen söylemişti bana:
„Mehmet Bey; eşim Rifat Bey var ya; aslında kendini sağcı sanan bir solcu!
Nasıl gülmüştük yemeğin ortasında.
Hiç unutmadım.
Ne kadar da doğru bir tesbit.
Burada yineliyorum.
„Doğru Parti ile, Çoban Ateşi Hareketi’ni Ankara’ya siyasetin kalbine taşıyan Serdaroğlu, gerçekten, düşünceleri, eylemleri ve uygulamaları ile, bugün sol düşündüğünü sanan bir dizi çevreden daha ileri.
Biraz geç kalınmış hareket bile olsa, başlanan her nokta, kayıptan dönüştür.
Solukları uzun ve bol olsun.
Bu arada Doğru Parti’yi herkesin yakın takibe almasını öneririm.
Çünkü, söyleyecek güzel şeyleri var Sayın Serdaroğlu ve O’nun etrafında kümelenmiş birbirinden değerli uzman kadrosunun, gençlerin ve kadınların.
Yolun açık olsun siyasette özveri simgesi olarak tanıdığım Sayın Rifat Serdaroğlu ve güçlü ekibinin..
Ve elbette Doğru Parti’nin...
Türkiye'nin yönünü, yeniden aydınlığa, çağdaşlığa, biat kültürü yerine özgürlüğe doğru çevirdiği sürece...
Mehmet CANBOLAT Yorumladı.
Toplum Gazetesi/ALMANYA (YazıYorum: 7 Eylül 2020)
DIĞER HABERLER
-
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Tevfik Sipahi: “Pandemi süreci doğru yönetilemiyor”
21 Ocak 2021, 15:46 -
Erdağı: Pandemi sivil havacılık sektörünü yerle bir etmiştir
08 Ocak 2021, 12:23 -
Türkiye Konsey'den "atılmayı" göze alıyorsa...
03 Ocak 2021, 14:39 -
“AK Parti Hükümeti bir kez daha sınıfta kaldı”
29 Aralık 2020, 21:37 -
Tarikatlar yüzünden istifa ettim
28 Aralık 2020, 13:02 -
Rifat Serdaroğlu, Sağlık Bakanlığı görevinden neden istifa ettiğini anlattı
28 Aralık 2020, 12:58 -
Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, Sağlık Bakanlığı’ndan istifasının perde arkasını anlattı
28 Aralık 2020, 12:40 -
Ekonomi Uzmanı Meriç Köyatası, dolarda ve ekonomide neler olacağını yazdı. Dolar daha fazla düşecek mi? İşte herkesi bekleyen dolar gerçeği Kaynak Yeniçağ: Ekonomi Uzmanı Meriç Köyatası, dolarda ve ekonomide neler olacağını yazdı. Dolar daha fazla düşece
25 Aralık 2020, 13:12 -
Yatırım, Altyapı ve Ulaştırmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Oktay Erdağ'ın İstanbul Havalimanı Bilgilendirmesi
07 Aralık 2020, 14:28 -
Ekonominin usta ismi Meriç Köyatası halkı bekleyen büyük tehlikeyi açıkladı. Neler olmuş neler
14 Kasım 2020, 21:34